Erbil'den Gezi Parkı ve Sosyal Medya Gözlemlerim,
Ak Parti'nin antidemokratik
uygulamalarını ve başbakan'ın itici, anlaşılmaz, kaba uslubunu eleştirerek
başlamak istiyorum suç unsuru içereceği muhtemel, kimilerini kızdıracak,
kimilerinin beklediklerini vermeyecek Gezi Parkı olayları analizime.
Öncelikle Gezi Parkı olaylarının
bizi birbirimize yakınlaştırdığını düşünmüyorum. (Toplumun hangi iki kesiminin birbirine
yaklaşması gerektiğini düşünmek lazım öncelikle. Ulusalcılar ile milliyetçileri,
AKP karşıtlığında daha da yakınlaştırmış olabilir. Tabi öncesinde ne kadar uzak
oldukları da ayrı bir konu.)
Gezi parkındaki ağaçların
kesilmemesi için orada toplanan ve de eylemi daha fazla özgürlük, şehircilik, çevrecilik,
adalet ve hak için talep edenlerin arasında zaten bir uzaklık varmıydı ki? Bu
güzel insanlar hali hazırda barış isteyen, demokrat, toplumun tüm
kesimlerine saygılı, hiç kimsenin askeri olmak istemeyecek kadar akil insanlar
değiller miydi?
Gezi parkı olayları sonrasında
oluşan ortamın Kürt sorunu'nun çözümüne katkı sağlayacağını söyleyenler de var.
Bu düşünceye de katılmıyorum. Geçmişte yaşanmış bir olayın, iki farlı yansımasını
aktarmak istiyorum sosyal medyadan. Hatırlarsanız BDP İstanbul milletvekili
Sabahat Tuncel bir eylemde polise tokat atmıştı ve günlerce sevgili medyamızda
olay olmuştu bu hareket. Arkadaş listemde bulunan iki arkadaşım bu olayı paylaştı. İki farklı düşünceye ait
iki paylaşım;
İlki, "teröristten tokat yiyen polis, halkına acımasızca saldırıyor!"
ikincisi, "şimdi anlayabiliyor musunuz neden polisin tokadı hakettiğini? "
(cümleler birebir aynı olmayabilir,
affola).
Bu iki yorumu akıl ile düşünmek ve analiz etmek lazım. Eminim iki yorumu da beğenenler bile olmuştur. İkisi de Ak Parti
karşıtlığı vesilesi ile polis karşıtlığını desteklediği için beğenilmiştir ama,
fazlası bize bile trajik kaçar diye düşünüyorum iyi niyetle.
Gelelim kolluk kuvvetlerini
zulmüne. Bu zulümlere neden bu kadar çok şaşırıldığını bir türlü anlayamıyorum.
Bizim devlet geleneği değil midir karşıt olduğuna şiddet uygulamak? Sanki kolluk
kuvvetlerimiz sadece Ak Parti iktidarı zamanında ceberrutlaşmış gibi bir algı var
toplumda. Hadi 20 yaşını geçmemiş gençliğin bu haklı algısını anlayabilirim ama
yaşı 30'u geçenler Türkiye'de uygulanan ilk devlet şidddeti olmadığını bilmezler mi gezi parkı olaylarının?
12 eylül yıllarını, 90'lı
yılların karanlık güneydoğu'sunu, Vedat Aydın'ın cenza törenini, faili belli
faili meçhulları, Manisalı gençleri, 1996 yök olaylarını, "hayata dönüş" adı altında
1999'da cezaevlerine yapılan ölüm operasyonlarını, daha dünkü Roboski katliamını
ve daha belki binlerce benzer olayı çok yakın zamanda yaşamadı mı toplum..
Neden sustuk? Bu yaşananlar orantısız şiddet değil miydi devlet tarafından uygulanan?
Hadi bir halt edip sustuk!. Daha da önemlisi gelecekte de susacak mıyız? "öteki" olarak adlettiğinin yanında da tenceren ile çıkacak mısın balkona? facebook'da paylaşımlar yapacak mıyız? şimdi öteki olanı yanında istiyorsun ama o zaman hak ve adalet için adım atacak mısın sokağa? Yoksa sadece popülist devrimci duyguları kabaran bir kalabalık olarak gezi parkı maceralarınla mı var olacaksın?
Hadi bir halt edip sustuk!. Daha da önemlisi gelecekte de susacak mıyız? "öteki" olarak adlettiğinin yanında da tenceren ile çıkacak mısın balkona? facebook'da paylaşımlar yapacak mıyız? şimdi öteki olanı yanında istiyorsun ama o zaman hak ve adalet için adım atacak mısın sokağa? Yoksa sadece popülist devrimci duyguları kabaran bir kalabalık olarak gezi parkı maceralarınla mı var olacaksın?
Kusura bakmayın ama ben polis şiddetine karşı olma
durumunda iki yüzlülük ve bencillik yapıldığını çok açık gördüm.
Aslında olay sadece Polis
şiddetine karşı iki yüzlü olmak da değil. Yargıyı eleştirirken de iki
yüzlü davrananlar olduğunu düşünüyorum. Ülkenin kimi yerlerinde polise taş atan
çocuklara yıllarca hapis cezası verildiğini biliyor muydunuz acaba? facebook'u
çok takip etmiyorum ama şimdilerde günlerdir kopyala yapıştır paylaşım yapanlar,
insan hakları savunucusu, devrimci, özgürlükçü kesinlenler hiç düşüncelerini
dile getirmişlermiydi acaba o zamanlar?
O zaman ki sessiz kalabalığa sitem
eden bir arkadaşımın durum güncellemesini aşağıda;
"Diyarbakı'da polise taş
atana terörist, İstanbul'da taş atan devrimci denir "
Haksız mı sizce? Tahmin
edebiliyor musunuz bu çocuklara hapiste nasıl davranılabileceğini sevgili polislerimiz
tarafından? ya da şimdilerde eleştirdiğimiz medya bu çocuklardan hiç bahsetti
mi? Sahiden de medyanın nasıl manipulasyon yaptığını ilk defa penguen olayı ile mi fark
ettiniz? bu kadar mı hödükleştik? yazarın teki utanmadan twitter'da "yani şimdi biz kürtleri bu medyadan mı izledik yıllarca" (gibi birsey) diyecek kadar da alık olabiliyor..
Sanırım KCK davalarına değinmek
lazım yargıdan bahsederken. Neredeyse bütün teşkilatı (son sayıyı takip edemedim ama binlerce
olduğunu biliyorum) hapiste olan BDP'lilerin haklarını savunmayıp, düşünce özgürlüğü kapsamına almayıp, Ergenekon
Tutukluları'nın haksız yere içerde olduklarını söylemek "ahlaklı" bir söylem
midir ? Ülkenin yargı sisteminin çöktüğünü şimdi mi fark ettiniz? Neredeydi adalet arayan hukukçular Hrant Dink ve Pınar Selek davaları görülürken? Kimilerine özel hapishane koğuşları inşaa edilirken, kimi katiller yargılanmadan ortalıkta dolaşırken, gencecik çocuğun kolunu kameralar önünde kırarken sivil polis neredeydi Çağlayan adliyesini dolduran avukatlar?
Sahiden de Halk Tv neredeydi yıllardır?
Sahiden de Halk Tv neredeydi yıllardır?
Ben kimsenin acısını, yediği
dayağı, yattığı hapisi, rengini, cinsiyetini, dilini ve de aidiyetini
kıyaslamıyorum. Sadece kendine demokrasi, hak, özgürlük ve güç istemenin
ahlaklı bir istek olmadığını biliyorum. Ve de politik ahlak sahibi olmayan ideolojilerden bir hayır gelmeyeceğini de çok net biliyorum. Üstüne toplumun %50 sini aşağılayanların paylaşımlarını gördükçe "ahlak" kavramını sorgulamamak elde değil.
Sadece "kendine" isteyenlerin gücü elde ettiğinde başımıza neler getirebileceğini hep birlikte görüyoruz.
Sadece "kendine" isteyenlerin gücü elde ettiğinde başımıza neler getirebileceğini hep birlikte görüyoruz.
Demokrasimizin ödediği
bedellerden biridir Gezi Parkı olayları. Uzun vadede kazanımları olacağını da düşünüyorum..
(Kazanım olarak da, bir milliyetçi chp, pardon pardon! cephe hükümetinden
bahsetmiyorum. Yanlış anlaşılmayayım). Varoluşundan beri ilk defa meydanlarda sistem eleştirisi yapan milliyetçi, ırkçı temeller üzerine kurulu ideolojilerin evrensel değerlere saygılı bir yönetim şekli benimseyeceğine asla inanmıyorum.
12 Eylül Anayasasını bile değiştirememiş 33 yıllık, adı sivil, tüm geçmiş iktidarlarımızın ................. canı sağolsun..
12 Eylül Anayasasını bile değiştirememiş 33 yıllık, adı sivil, tüm geçmiş iktidarlarımızın ................. canı sağolsun..