Wednesday 17 August 2011

Yeni Hayat Hazırlığı

2-3 ay önce;

Çok mutluydum ilk duyduğumda. Nasıl bir yere gideceğimi düşünmeksizin yeni bir hayata başlayacak olmanın heyecanı bambaşka. Daha önce bunu ODTÜ'den KOÇ'a gitmeye hazırlanırken yaşamıştım. Sonuna kadar erememiştim gerçi,ODTÜ'de kalmıştım ama olsun o heyecanı bir daha yine aynı şekide hissetmek güzelmiş deyip mutluluğumun artmasına bir güzel izin verdim. Ev bakmaya başladım hayat pahalılığını düşündüm, zor olacağını anlamaya başladım yavaştan. Bana verecekleri maaşın da çok iyi olmayacağını hissedebiliyordum ama olsun diyordum ki kendime ne de olsa dönüşte (en az 5 yıl sonra:) İstanbul'da bir hayata başlayacağımı bilip heyecanlanmama yeter!! İstanbul hayali hep aklımdadir benim belki de KOÇ fikri bu yüzden hem çok yakın hem de çok sevindiriciydi benim için. Ama bu sefer İstanbul da değil. Bilmediğin bir şehir, Meleklerin Şehri,bilmiyorsun kızım ne heyecanı bu hissettiğin? Yeni hayatımın heyecanı...


Son 2-3 hafta;

Detayların çoğuna baktım. Biraz pahalı bir şehir gibi görünüyor. Herkes sürekli beni güvenlik konusunda uyarıyor. Olsun diyorum. Sen kürdistanda savaşın kucağında büyümüşsün. Ankarada her türlü saçmalığa maruz kalmışsın, İstanbulun tehlike çemberine girmişsin sıyrılmışsın. Bunun ne farkı olacak ki? Sanırım şöyle bir farkı var; alışmadığın ya da dilini bilmediğin yolunu bilmediğin bir şehri kucaklıyorsun ve tehlikenin nereden geleceğini artık seçemiyorsun! O anlamda iliklerime kadar hissedebiliyorum bu işin zor olacağını. Olsun beyav,yine de hayatı kuracağız bir şekil. Zar zor olacak.

Kaygılarım artıyor giderek.Sadece tehlike değil mesele elbet.

Ben hayatım boyunca hep bir şekilde aile hayatı yaşadım. Üniversiteye kadar ailemle. Üniversite ve sonrasında da kız kardeşlerim. Hep bir aile evi modu. Hep bir şekilde beraberlik. Hiç başkasıyla kalmamanın deneyimsizliği,dahası bunu genç yaşta değil de yani üniversite çağında değil de yaş ilerledikçe tatbik etmek,bu da zor olacak hissediyorum.(KOÇ tan aynı yere gelen bir kadınla aynı evi paylaşacağım!)

Döndüğümde hayat başka olacak. Kızkardeşlerim zorunlu hizmetleri yüzünden türkiyenin değişik yerlerinde olacaklar. Yani artık aynı evde yaşamayacağız ve evden giden ilk kişi benim. Bu şu anlamda garip. Benim hep düşe kalka ama bir o kadar da değerli bir iletişimim var onlarla. Garip anlatması da zor ama denersem eğer biraz,şöyle diyebilirim galiba,insana,bir şey yapmasa da huzur veren ve elini uzattığında dokunabileceğin uzaklıkta olan birinin olması başka bir şey! Bunu hissedemeyeceğim bir daha. Annemin hep bizim yanımızda olması da ayrı bir mutluluktu hep. Sabah çıktığımda, akşam geldiğimde koşulsuz şartsız bana bu kadar içten dokunan birinin olmayışı hayatın giderek daha zor olacağını hissettirmeye başladı şu kalan son bir kaç haftada. Sanırım giderek duygusallaşıyorum. Annesinden ayrıldığı için ağlayan çocuklara mı döndüm ne? Yok yok korkmayın ama bir insan biriyle bu kadar derin bir bağ kurmuşsa nereye giderse gitsin hep böyle sürecektir yalanına ne ben ne de bir başkası inanır! Kandırmayın kendinizi de beni de...
Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak evet, bunun farkındayım sadece. Paralamıyorum kendimi ama üzülüyorum be ne edem! Kimi bunu üniversite çağında yaşıyor işte kimi de benim gibi geç yaşlarda!

Bir dostum bir keresinde bana "biz kürtler ergenliğe geç gireriz" demişti. "Girdiğimizde de ağır gelir çok şey ve ağlanmayacak şeylere ağlanmayacak yaşlarda ağlar üzülürüz dertlerimize" demişti. Anlamamıştım pek neden böyle dediğini,sanırım anlıyorum,sen de anlıyor musun Ardıl?

Belki de en önemli kısımlarda,konuşmaktan en çok kaçmaya çalıştığım kısım yüzüme çarpmaya başlıyor. 4,5 senedir istikrarla sürdürdüğüm ilişkim. Böyle bir karar almamda en çok arkamda olan insanlardan biri olmasından kaynaklı olsa gerek hiç çok kaygılanmadım gitme zamanı bu kadar yaklaşana kadar! Ve yaklaşıyor zaman. Hafif hafif karşılıklı gerginliklerimiz başladı. Sanırım bu tip bir pratiği nasıl geliştireceğimizi ikimiz de bilemediğimizden acemiliğimizi açık ettik hemen. Zorlaşacak sanırım giderek. Gitme zamanı yaklaştıkça sanırım daha da zorlaşacak...

Hiç bavul hazırlamadım hala,sanırım hazırlamaktan kaçıyorum. Gitmekten hafif hafif çekinmeye başlıyorum. Ama neden çok mutluydum,ve ben kimsenin etkisi altında kalmadan mutluydum. Gitme fikrinin o heyecanı nerede? Neden herşeyin yerini o şeyin kaygısı alıyor? Halbuki kaybetmiyorum hiç bir şeyi sadece uzaklaşıyorum,çok uzaklaşıyorum,gitme zamanına da o kadar çok çabuk yaklaşıyorum...


Son hafta;


Uykusuzluklarım başladı. Bavulu hazırlamaktan artık kaçamıyorum. Annem açtı odama 2 bavul. Yavas yavas doldurmaya basladim. Sanirim bayagi yavasim annemden uyarilari da yemeye basladik. Yavaşlık kaçma dürtüsüyle eş burada sanırım. Gitmeyi çok istiyorum ama neden bu gerginlik?

Kızkardeşim kendisinde de amerikaya gitmeden(3 aylığına gitti) kendisinde de benzer gerginliklerin oldugunu söylemişti. Karın ağrılarım başladı gariptir. Herkes arıyor görüşelim diye. Herkesle toplu bir görüşme ayarladım aslında ama ona gelemeyenler ayrı ayrı görüşelim istiyorlar haklı olarak ama ben zamanı yönetemiyorum zaten kaçıyor bir de dışarda geçirirsem kendimi daha kötü hissederim diyerek son hafta herkesten af diledim. Zamanı yönetemiyorum zaten yönetmek mümkün de değil ki,geçiyor tutamıyorsun geliyor zaman..

Gökhan çok suskunlaştı,ben de öyle,neler oluyor ya? Bir araya geldiğimizde sessiz sessiz oturuyoruz. Özleyeceğimizi biliyoruz ve bir şey diyemiyoruz birbirimize. Yasaklı cümleleri kurmamaya çalışıyoruz. Biliyorduk bu zamanın geleceğini,sadece bekliyoruz öyle suskunca..

Karın ağrılarım sıklaşıyor, uykusuzluğum da cabası,rüyalarımda sürekli uçaktayım.Benim gibi uçak korkusu olan birine atlantik uçuşu yaptırmaları ne kadar sağlıklı ki acaba:)?Hatta pasifik kıyısına da uçacağımı düşünürsek bayağı bir uçacağım. Jetlag desen allahini anasini babasini yaşayacağım sanırım. Saat farkı 10.

Leyla ilaç veriyor bana habire,görüyor beni..


Son 2 gün;


Artık annem bana sevdiğim yemekleri yapmaya başladı. Çok güzel yemek kokuları yükseliyor evde. Çok üzülüyor annem belli. Bana nedense pek güveniyor. Sanki sürekli bütün çocukları içerisinde en ok bana güvendiğini ima edercesine laflar söylemeye çalışıyor. Biliyor çok çok uzağa gideceğimi...
Kaldırmam gerektiğini,istediğimde atlayıp gelemeyeceğimi..
Gökhan desen hep bir yanımda etrafımda olmaya çalışıyor,sevdiğimiz şeyleri yapmaya çalışıyor hep. Bazen de usulca susuyor yanımda. Çok şey söylüyor bana susarak..

Karın ağrım yüzünden annemin yemeklerini yiyemiyorum. Bazen oturamıyorum ağrımdan. Müsaade isteyip odama gidip uzanıyorum 15 dk lığına da olsa. Duramıyorum çünkü. Gökhan içerde,annem sevdiklerim içeride ama ben duramıyorum yanlarında. Hiç böyle olacağını hissetmemiştim bu işe girişirken. Neden ki? Ben bu kadar zayıf olduğumu falan da düşünmüyordum. Neden süreç böyle sonlanıyor? Neden ben bu kadar etkileniyorum bu gidişten böyle? Sanırım bunun nedenini LA'e vardığımda yazarsam daha verimli olacak..
Şimdilik sadece gidiş hikayem olsun bu.

İnsanlar bana mail atıyor mesaj yazıyor arıyor hiçbirine dönemiyorum da bu stresten.


Havaalanında;

O gece hiç uyumadım. Uçağım 6da sabah.
Ank-Ist-Londra-LA. TSİ saat gece 1 de oradayım.

Havaalanında gariptir rahatlamıştım artık. Evden çıkmak çok zor oldu ama havaalanı kısmı düşündüğüm kadar sıkıntılı geçmiyor. Ne zaman ki artık ayrılık vakti geldi işte o zaman bizim suskun kediler başladılar konuşmaya gözleriyle,Bana söyleyemediklerini artık ağlayarak söylemeye başladılar. Çok üzüldüm çok...


Yolculuk;


Tüm yolculuk boyunca rahattım. Ama sanki aklım alınmış gibiydim. Tek isteğim bir an önce varmak ve onları rahatlatmaktı. Kulağımda müzik vardı hep. Dostların bana yolladıkları müzikler...
Dinledim dinledikçe ağladım,sonra uyuyakaldım müziklerle uyandım müziklerle devam ettim,ara ara konuştum bizmkilerle geçişlerde. Sanırım uçak korkum da yalanmış. Ona da alışıyormus insan!
Kumru gibi uçtum. Kürtlerin kumru hikayeleri çoktur. Kumru keklik,kürtlerin sevdikleri kuşlardır...

Yolculukların kuşlarıdır,gurbetin..

Vardım ben LA deyim artık. Kokusu değişti hem havanın hem şehrin. Geldim artık. Daha da uzağa gidemezdim herhalde...

Kumrucuk "Qumrike"

1 comment:

  1. yaptığın bu değişikliğin istediğin gibi ve de çok güzel olmasını diliyorum güzel insan.
    bu arada şimdi tam olduk işte.
    los angeles, lancester, erbil :)
    ben biraz oryantal mi durdum ne :D

    ReplyDelete